1. BOŞANMA
Uygulamada boşanma davaları; çekişmeli boşanma ve anlaşmalı boşanma olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada inceleme konusu yapacağımız çekişmeli boşanma davalarıdır.
Bu davalar evli olan tarafların evliliklerinin sona erdirilmesi istemi ile açtıkları davalardır. Kural olarak boşanma davalarında (anlaşmalı boşanma hariç) davanın kabulü sonuç doğurmaz, gösterilen deliller toplanmalıdır. Boşanma davaları kamu düzeni ile ilgili değildir. Re’sen delil toplanmaz. Taraflara süre verilir, delilleri taraflar sunar. İkinci tanık listesi verilemez.
a. Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller
Boşanma davalarında genel olarak deliller;
• Tanık,
• Taraflarca dayanılmış ise telefon kayıtları,
• Kolluğa yazılacak ekonomik ve sosyal durum araştırmaları,
• Çalışanlar için maaş bordrosu, emekliler için ise aylıklarını gösteren belgeler,
• Sağlık raporları,
• Terk’e dayalı davalarda evin oturmaya uygun olmadığı iddiası var ise keşif,
• Aile mahkemelerinde görev yapan uzmanlardan alınacak bilirkişi raporları,
• Nüfus kayıtları,
Olarak sayılabilir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar ise aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
• Boşanma davalarında aile mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde bu davalar asliye hukuk mahkemesinde görülür ancak davaya “Aile Mahkemesi” sıfatı ile bakıldığı belirtilmelidir.
• Yetki; kamu düzeni ile ilgili olmadığı gibi kesin yetki de yoktur. Dava eşlerden birinin davanın açılması sırasındaki yerleşim yerinde açılabileceği gibi, eşlerin en son altı ay birlikte oturdukları yer mahkemesinde de açılabilir. Yetkisiz mahkemede açılan davaya davalı itiraz edebilir. Yetki itirazı süresinde değil ve usule uygun değilse derhal reddedilip işin esası incelenmelidir. Süresinde ise taraflardan bu konuda delilleri sorularak bu deliller toplanıp yetkili mahkeme belirlenmelidir.
• Yetki konusunda verilen ret kararı itirazda bulunana tebliğ edilerek onun durumdan haberdar edilmesi ile yargılamaya katılımı ve delil sunabilmesi için fırsat verilmesi sağlanmalıdır.
• Delil listesinde yer alan tanıkların tamamı dinlenilmelidir.
• Akıl hastalığı ya da başkaca hastalık iddiası var ise sağlık kurul raporu ve tedavi evrakı alınmalıdır. (Cinsel ilişki gerçekleştirilemedi, kadında vajinusmus, erkekte iktidarsızlık gibi iddialar var ise ayrı ayrı fiziksel ya da psikolojik hastalık olup olmadığına ilişkin raporlar alınmalıdır.)
• Her davada olduğu gibi bu davada da taraf teşkilinin doğru ve tam biçimde yapılması önemlidir. Davada taraf olabilmek için hukuki ve fiili ehliyete haiz olmak gerekir. Yargılama sırasında taraflardan birinin akıl hastası olduğu iddia edildi ise mutlaka akıl hastası olup olmadığı, vasi tayini gerekip gerekmediği araştırılmalı, gerekirse sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulup vasi tayini gerekip gerekmediği yönünde karar alınmalıdır.
• Davacı akıl hastası ve vasisi dava açmış ise sulh hukuk mahkemesinden husumete izin kararı alınmalıdır.
• Taraf teşkili açısından; dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği çok önemlidir. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda beyanda bulunan komşunun adı soyadı ve imzası alınmalı, imza vermiyorsa imzadan imtina ettiği yazılmalı, ilanen tebligat yapılacaksa adres araştırması çok ayrıntılı yapılmalı, ilan metni mahkeme divanhanesinde bir ay askıda bulundurulmalı, tebligatı yapan memurun adı soyadı ve imzası alınmalıdır.
• Boşanmanın yanında ziynet ve eşya alacağı davası açılmış ise bu davaların birlikte görülmesinde sakınca yoktur. Ancak yargılamanın uzamaması için, ziynet ve eşya alacağı tefrik edilip ayrı bir esasa kayıt edilebilir.
• Ziynet ve eşya alacağı talepleri tefrik edilmeyip birlikte görülmeye devam edilmiş ise, bu istekler ayrıca nispi harca tabi olduğundan nispi harcın yatırılıp yatırılmadığına dikkat edilmelidir. Eksik harç zamanında yatırtılmalıdır.
• Ziynet ve eşya alacağı davalarında boşanmadan ayrık olarak yemin deliline de dayanılabilmektedir. Delil listesi iyi incelenmeli ve yemin delili var ise davacıya kullanıp kullanmayacağı hatırlatılmadır.
• Ziynet ve eşya davalarında bilirkişi incelemesi usule uygun, uzmanına ve denetime elverişli olacak şekilde yaptırılmalıdır.
• Ziynet ve eşya ile ilgili hüküm kurulurken bilirkişi raporuna ya da dava dilekçesine atıf yapılmamalı, iadesine ya da tazminine karar verilen eşya mahkeme kararının hüküm bölümünde tek tek yazılmalıdır.
• Boşanma davası ile birlikte mal rejimine ilişkin bir istek var ise nispi harca tabidir ve incelenebilmesi için mutlaka evliliğin sona ermesi gerekir. Bu nedenle mal rejimine ilişkin istekler boşanma davasından tefrik edilmeli ayrı bir esasa kayıt edilerek yargılama sürdürülmelidir.
b. Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular
Yapılan görüşmeler, paydaş analizleri, ilgili Yargıtay kararları, birlikte değerlendirildiğinde;
• Açıkça dinlenilmesinden vazgeçilmeyen tanıkların dinlenilmemiş olması,
• Usulsüz tebligat yapılarak savunma hakkının kısıtlanması,
• Yetki itirazının reddine ilişkin kararın tebliğ edilmemesi,
• Davaya Aile Mahkemesi olarak bakıldığının yazılmaması,
• Harç yatırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi,
• Reddedilen ziynet ve eşya davalarında yemin delili hatırlatılmadan davanın bitirilmesi,
• Boşanma davası ile birlikte açılan mal rejimine ilişkin talepler tefrik edilip boşanma davasının sonucu beklenmeden karar verilmesi,
• Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin doğru hesaplanmaması veya hüküm altına alınmaması,
Hususlarının her biri başlı başına bozma sebebi yapılmakta,
Bununla birlikte yetki konusundaki yanlış kararlar da davaların uzamasına sebebiyet vermektedir.