1. EVLENMENİN MUTLAK BUTLANI DAVALARI
Türk Medeni Kanunu’nda kesin olarak evlenmenin yasak olduğu durumlar ve kesin olarak evlenmeleri yasak kişiler ayrı ayrı sayılmıştır. Bu gibi haller var ise, ilgililer ve cumhuriyet savcısı evlenmenin mutlak butlanı davalarını açabilmektedir.
a. Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller
Evlenmenin mutlak butlanı davalarında genel olarak deliller;
- Tanık,
- Sağlık raporları,
- Aile mahkemelerinde görev yapan uzmanlardan alınacak bilirkişi raporları,
- Nüfus kayıtları,
Şeklinde sayılabilir.
Evlenmenin mutlak butlanı davalarında dikkat edilmesi gereken belli başlı hususlar aşağıdaki biçimde özetlenebilir.
- Görev; aile mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde söz konusu davalara asliye hukuk mahkemesi “Aile Mahkemesi” sıfatı ile bakar.
- Yetki; kamu düzeni ile ilgili olmadığı gibi kesin yetki kuralı da yoktur. Boşanma davalarındaki yetki kuralları bu davalarda da geçerlidir. Eşlerden birinin davanın açılması sırasındaki yerleşim yerinde dava açılabileceği gibi, eşlerin son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde de açılabilir.
- Yetki konusunda verilen ret kararı itirazda bulunana tebliğ edilerek durumdan haberdar edilmeli, yargılamaya katılımı sağlanmalı ve delil sunabilmesi için kendisine fırsat verilmelidir.
- Tanık; delil listesinde yer alan tanıkların tamamı dinlenilmelidir.
- Akıl hastalığına dayalı evlenme engelinin varlığı iddiası var ise gerektiğinde Adli Tıp Kurumundan alınacak sağlık kurul raporu ve tedavi evrakı istenmelidir.
- Bu davada diğer davalarda olduğu gibi taraf teşkili önem arz etmektedir. Davada taraf olabilmek için hak ve fiil ehliyetine haiz olmak gerekir. Yargılama sırasında taraflardan birinin akıl hastası olduğu ileri sürüldü ise mutlaka akıl hastası olup olmadığı araştırılmalı, bu meyanda sulh hukuk mahkemesine vasi tayini yönünden ihbarda bulunulmalıdır.
- Taraflardan birinin vasisi var ise davaya dâhil edilmeli, davayı açan kısıtlı ise sulh hukuk mahkemesinden husumete izin kararı alınmalıdır.
- Bu davalarda da taraf teşkili açısından tebligat süreci önem arz etmektedir. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda beyanda bulunan komşunun adı soyadı ve imzası alınmalı, imza vermiyorsa imzadan imtina ettiği yazılmalı, ilanen tebligat yapılacaksa adres araştırması çok ayrıntılı yapılmalı, ilan metni mahkeme divanhanesinde bir ay askıda bulundurulmalı, tebligatı yapan memurun adı soyadı ve imzası alınmalıdır.
- Evliliğin butlanı davalarında nüfus müdürlüğü hasım değildir. Dava evliliğin tarafı olan eşlere karşı açılır. Eşlerden biri ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Bu davayı Cumhuriyet savcısı da açabilir. Ölümle ya da başka bir nedenle evlilik daha önce sona ermiş ise sona eren evliliğin butlanını Cumhuriyet savcısı dava edemez.
b. Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular
Yapılan görüşmeler, paydaş analizleri, ilgili Yargıtay kararları, birlikte değerlendirildiğinde uygulamada sıkça yapılan hatalar ve bozma nedeni sayılan konular aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
- Usulsüz tebligat başlı başına bozma nedeni olmaktadır. Savunma hakkını kısıtlayan çok önemli bir usul hatasıdır.
- Yetki itirazının reddine ilişkin kararın tebliğ edilmemesi başlı başına bozma nedeni olup yargılamayı uzatan faktörlerdendir.
- Davaya aile mahkemesi olarak bakıldığının yazılmaması başlı başına bozma nedenidir. Karar sadece davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılmadı diye bozularak mahalline çevrilmekte ve yeniden duruşma açılıp aile mahkemesi sözcüğü eklenip karar verilmekte, yeniden temyiz talebiyle dava Yargıtay aşamalarından geçmekte bu nedenle yargılama uzamaktadır.