İŞ KAZASI ( TESPİT DAVASI )
AÇIKLAMALAR
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. (6100 S. K. m. 1)
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür. (5510 S. K. m. 101)
Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. (6100 S. K. m. 6)
İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz. (5521 S. K. m. 5)
Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (6100 S. K. m. 106)
Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
DAVA İÇERİĞİNE DAİR BİLGİLER;
İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.
İş kazasının bildirilmesi, 5510 sayılı Yasanın 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde başlar. Sözü edilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar. İş kazasının 5510 sayılı yasanın 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından bildirilmesi ise; kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde başlar. (5510 S. K. m. 13)
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan tahsil edilir.
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulüne ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. (Bknz. Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği)
İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bu düzenleme, kamu düzenine ait bir yetki kuralı olup, emredici niteliktedir. (21. HD. 2009/9982 E. 2010/10364 K.)
İşveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcuttur. (21. HD. 2009/12 E. 2009/6213 K.)
İş kazası sonucu oluşan sakatlık nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında, Sosyal Güvenlik kurumu taraf değildir. (21. HD. 2009/3966 E. 2009/5390 K.)
İş kazası sonucu oluşan sakatlık nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında, olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşıldığında, kuruma ihbarda bulunulması, olayın kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde ise, davacıya iş kazasının tespiti davası açması için önel verilmesi gerekir. Zira, kurum tarafından sigortalıya gelir bağlanabilmesi için, zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti, ön sorundur. (21. HD. 2009/1645 E. 2009/10960 K.)
Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı bu kanundan doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumludur. Buna karşın, bir işin bütünüyle devri durumunda veya anahtar teslimi ile ve ihale ile bütünüyle verilmesi durumunda, işi devreden kişinin işverenlik sıfatı kalkacağından, iş kazasının tespitine ilişkin davada ve buna bağlı tazminat davasında sorumluluğu cihetine gidilemez. (21. HD. 2003/10077 E. 2003/9350 K.)
Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, sigorta olayına maruz kalan kişinin, Sosyal Sigortalar Kanunu anlamında sigortalı olması ve sigorta olayının, yasada sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. (21. HD. 2003/9435 E. 2003/9645 K.)